İZMİR DOĞAL YAŞAM PARKI



Uzuuuunn bir aradan sonra bloğuma tekrar merhaba diyorum :)

Tatilde memlekete yani canım İzmir'ime gidince Çiğli ilçesinde Sasalı beldesi sınırları içinde bulunan İzmir Doğal Yaşam Parkını bir görelim dedik. Aldım makinemi düştüm yollara.Bu park Avrupa'nın en büyük parklarından biri.Park her gün açık.Yaz aylarında hafta içi 18.30 hafta sonları 19.30,  kış aylarında ise her gün 16.00’da ziyarete kapanıyor. Giriş ise gayet gayet makul bir fiyat; öğrenci 3.5 lira,yetişkin 8 tl.(2019 fiyatları) Darıca ile aynı kulvarda olmasına rağmen 4 ya da 5 kat daha ucuz diyelim.

Önce parkın haritası




Bu da benim kamerama takılan harita :)



Çok hoş bir tropik merkez oluşturulmuş. Dev bir sera. İçeri girdiğinizde sıcak bir hava dalgası çarpıyor yüzünüze.Hafif bir nem....İçimden tropik iklimlerde yaşamanın zorluğu geçti hemen.Ortaokulda sosyal bilgiler öğretmenimiz derdi. Tropik iklimlerde büyük devletler çıkmazmış, çünkü insanları sıkıcı bir havaya sahip olduklarından dinç olamazlarmış.



Çektiğim resimlerde flaş kullanmadım.Zavallı hayvanların gözleri flaş ışıklarından kötü etkileniyormuş.


Yılanlar kendilerine ayrılan cam bölmelerin içinde sıcak su dolu kaplarında keyif çatıyorlardı :)











 Muz ağacı görmemiştim hiç.Bu da bir ilk oldu :)





Şimdi gelelim bir aşk hikayesine.Evet bu güzel parkta romantik mi romantik bir aşk hikayesi var <3
Yapılan arkeolojik araştırmalar Anadolu’da bir zamanlar doğal ortamlarında fillerin yaşadıklarını gösteriyor. Ne yazık ki artık Türkiye topraklarında doğal hayatta yaşamlarını sürdürebilen fillere rastlamak olası değil. Biz de Hindistan'dan getirme yoluna gitmişiz. Begümcan, 1998 yılında Hindistan Cumhurbaşkanının hediyesi olarak, İzmir’in unutulmaz fili, Pak Bahadur’a arkadaşlık etmek üzere gelmiş. Pak Bahadur İzmir'e adım attıktan sonra ömrünün 34 yılı yalnız yaşamıştı ne yazık ki. Begümcan’ın Pak Bahadur’a eş olması planlanmıştı ama hediye Begümcan ise henüz bir bebekti. Pak Bahadur en azında 10 yıl daha bekleyecekti… Ancak 10 yıl dolmadan Pak Bahadur hayatını kaybetti. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise Pak Bahadur başta olmak üzere tüm diğer hayvanlar için doğala en yakın ortamlar oluşturmak üzere İzmir Doğal Yaşam Parkı inşaatını çoktan başlatmıştı. Pak Bahadur ölünce Asya filleri barınağı karşısına defnedildi. Ve ziyaret edilebilmesi için bir de anıt mezar yapıldı. 

Begümcan kesinlikle yalnızlık çekmemeliydi. Vakit geçirmeden Begümcan’a arkadaşlık edecek Asya fili arayışı başlanmış. İsrail Ramat Gan Hayvanat Bahçesi’nde 2002’de dünyaya gelen Winner, 2008’de Fuar Hayvanat Bahçesi’ne geldi ve Begümcan’la tanıştılar. Arkadaş olmaları da çok fazla sürmedi <3
E bu aşk meyve vermeliydi.Ve Begümcan bir yavru fil dünyaya getirdi.Bu minik fil ülkemizde gözlerini hayata açan ilk yavru fildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı anketle İzmirliler yavru filin adını İzmir koydular. İzmir'den sonra Deniz isimli bir bebek filleri daha oldu bu ikilinin.





Biraz da diğer hayvanlara göz atalım




Eğer İzmir'de ya da yakınındaysanız mutlaka uğrayıp şirin mi şirin hayvanları ziyaret edin derim. Özellikle çocuğu olan ailelere...